KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Güncelleme tarihi: 9 Mar 2021

Kişiliğin önemli belirli bir parçası olan kıskançlık belirtileri, herkeste değişik şekilde ortaya çıkar. Kimisi yarışmacı olur, kimisi herkesden uzak durur. Kimisi aşırı derecede cömert davranır. Kimiside aç gözlü olur.
Bu duygu iki yaşından sonra kendisini hissettirmeye başlar. Eve yeni bir kardeşin gelmesi bu duygunun ortaya çıkmasını güçlendirir. Kıskançlığa yol açan en büyük etken büyük kardeşin, anne babasının sevgi ve ilgisini kardeşiyle paylaşamamasıdır. Hiç kimse çok sevdiği bir şeyini başkasıyla paylaşmak istemez. İçinde çatışmayı barındıran bu duygu dünyanın her yerinde görülen evrensel bir olaydır.
Doğuştan gelen kıskançlık duygusu eğitimle azaltmak mümkündür. Önemli olan çocuğun duygularını uygun yolla boşaltmasını sağlamaktır. Çocuklarımızın tüm duygularının aile tarafından paylaşılıyor olması problemlerin çözümünü hızlandıracaktır.
Kardeşler, birbirleri için hem bir özdeşim modeli oluşturur, hem de sosyal etkileşimlerin gerçekleşmesi, sevgi, güven ve sevecenlik duygularının paylaşımı için uygun bir ortam sağlar. Kardeşin doğumu ilk çocukta büyük bir ilgi ve koruyuculuk duygusu, uyandırmakla birlikte, biraz sıkıntıyı ve çelişik duyguları beraberinde getirir.
Büyük çocuk, kardeşinin dünyaya gelişini trajedi olarak algılar. Evin biriciği iken hiç beklenmedik bir zamanda, bu biricikliğe ortak olan ve yaşamını alt üst eden bir kardeş çıkagelir. Bu yeni misafirin kardeş olması, ona karşı kıskançlık ve nefret duygularının oluşmasında bir engel teşkil etmez.
Kimi çocuklar, kardeşlerinin dünyaya gelişiyle, bebekliklerine dönerek kıskançlıklarını dışa vurur. Bu davranış bozukluğu, daha çok altını ıslatma, emzik emme, parmak emme, anne ile yatma arzusu, bebek gibi konuşma, sinirli ve tepkili davranış vb. olarak kendini gösterir. Çocuklar bu davranışlarına mantıklı nedenler bulamaz ve bu davranışlarından dolayı kendilerine yöneltilen suçlamalara da bir anlam veremez.
Bebeğin gelişiyle beraber eğer anne tamamen ilgisiz kalırsa çocuk, anneden uzaklaşarak artık sevilmediğini ve istenmediğini düşünerek depresyona girebilir. İçe kapanabilir, oyun ve yemek düzeni bozulabilir uyku sorunları yaşayabilir. Huzursuz ve mutsuz görünebilir. Çevresindekilere öfkeli tepkiler vererek sakinleşmekte zorlanabilir.
Kıskançlığa Yol Açan Etkenler
Küçük kardeşin gelişi büyük kardeşin, terk edilme duygusunun yaşanmasına neden olur.
Kardeş kıskançlığını tırmandıran diğer bir etken ise, ana baba tarafından yapılan kardeşler arası kıyaslamalardır. ”Kardeşin senden daha güzel yürüyor”, “ablanın dersleri seninkinden daha iyi”, “neden kardeşin kadar uslu değilsin? “vb.
Cinsiyetçi yaklaşımda kıskançlığın artmasına yol açan etkenlerden biridir. Anne babalar her ne kadar ayrım yapmadıklarını söylese de erkek ve kız cinsiyetlerine farklı ayrıcalıklar tanırlar. Aile içinde ister istemez bu ayrım ortaya çıkar.
Kıskançlıkla Baş Edebilme
Kardeşler arası kıskançlığı yok etmenin herhangi bir yolu yoktur ve tamamen ortadan kaldırılamaz, ancak hafifletilebilir. Bunun için doğumdan önce ve doğumdan sonra alınması gereken önlemler vardır.
Doğumdan Önce Yapılması Gerekenler
• Çocuk evin tek çocuğu konumundayken bütün istekleri yerine getirilmemelidir. Yani şımartılmamalıdır. İlgi ve sevgi normal bir seviyede tutulursa kardeşin gelişiyle de çocuk aşırı kıskançlık durumları yaşamayacaktır.
• Çocuk, psikolojik olarak kardeşinin gelişine hazırlanmalı ve aileye katılacak ikinci çocukla ilgili bilgiler verilmelidir. Daha bebek gelmeden çocuğun duygularında kardeşine karşı sevgi oluşması sağlanabilir.
• Çocuğu bebeğin gelişine hazırlarken kaygılı olunmamalıdır. Bazen anne babalar öyle kaygılanır ki, sanki her şeyin sonu olacaktır ve bu kaygılarını çocuğa da yansıtırlar. ”Sakın kardeşini kıskanma”, “Hayatımızda değişiklik olmayacak seni yine sevmeye devam edeceğiz”, ”Hiç korkma, seni de kardeşin kadar seveceğiz”, ”Ona ne alırsak, aynısını sana da alacağız” gibi ifadeler çocuğu daha da kaygılandırır.
• Bebekle ilgili yapılan hazırlıklarda abartıya kaçmamak, dikkat çekici konuşmalardan kaçınmak gerekir.
Doğumdan Sonra Yapılması Gerekenler
• Anne bebekle ilgilenirken büyük çocuğu tamamen ilgiden mahrum etmemelidir.
• Anne- baba çocuğa olan sevgisini sözlerden ziyade davranışlarıyla göstermelidir.
• Çocuğun yanında bebeğe aşırı sevgi gösterilerinden kaçınılmalıdır.
• Çevredeki aile büyüklerinin sadece bebekle ilgilenmeleri yerine her iki çocuğa da ilgi göstermeleri sağlanmalıdır.
• Bebeğin uyuduğu ortamda gürültü çıkarttığı için sert tepkide bulunmak, çocuğun kıskançlığını arttıracaktır. Sert tepki ve ceza yerine daha sakin ifadelerle uyarılmalıdır.
• Bebeğe zarar verir endişesiyle çocuk, devamlı bebekten uzaklaştırılmaya çalıştırılmamalıdır. Zarar verici davranışlara yöneldiği hissedildiğinde uyarılmalıdır; ancak uyarının boyutu kabul edilebilir düzeyde olmalıdır.
• Kardeşler arası kıyaslamalar asla yapılmamalıdır. Çünkü her biri ayrı yetenek ve ilgiye sahiptir.
• Hamilelikten önce çocuk ana-babasının yanında yatarken, hamilelikle beraber çocuğu başka bir odada yatırmak yanlış bir davranıştır. Ayrıca kendi odasında yatan çocuğu, bebeğin doğumundan sonra kıskanmasın diye, ana-babasının odasına almak da doğru bir davranış değildir.
• Bebeğin bakımıyla ilgili işlerde büyük kardeşin yardım etmesi sağlanabilir. Çocuk verilen görevi yerine getirdikten sonra övücü sözlerle ödüllendirilebilir. Bu tür etkinlikler zamanla alışkanlık haline gelse de çocukta baskı yaratacak bir boyuta gelmemelidir. “Sen ablasın kardeşini oynat”, “Ağabeysin kardeşini yedir, kıyafetini çıkar” vb.
• Aile içinde işbirliğine önem verilmeli. Çocukların ilgi ve yeteneklerine göre ayrı ayrı sorumluluklar verilmeli. Değerlendirmede çabaya önem verilmeli.
• Çocuğun duygularıyla yüzleşmesi sağlanırsa fiziksel şiddet içeren davranışlar yok olabilir. Örneğin çocuk büyük ise, kardeşi hakkındaki duygularını açığa çıkarmasına etkin dinlemeyle yardım edilebilir. “Kardeşine kızgınsın…”
• Kıskançlıktan dolayı kötü bir çocuk olmadığı mesajı verilmelidir. Aksi takdirde çocuk kendini suçlu hissedecektir.
• Cidde bir fiziksel müdahale olmadıkça kardeşler arası çatışmada taraf olunmamalıdır. Eşitliği ve adaleti sağlamak adına çocuklarınızın tartışmalarında bir tarafın savunuculuğuna yeltenmek diğer tarafın kıskançlığı artırabilir.
Sonuç olarak, büyük çocuk aileye yeni katılan kardeşinden önce nasıl bir konumda ise, kardeş geldikten sonra da bu konumu çok az değişiklikle aynen korunmalıdır. Kardeş ilişkisinde temel olan her çocuğu ihtiyacına yönelik bir tutumdur ve bu tutumun çocuklar tarafından da fark ediliyor olması önemli bir unsurdur. Örneğin 5 yaşındaki bir çocuğun ihtiyaçları ile 11 yaşındaki bir çocuğun ilgi sevgi ve beklentileri aynı değildir. Onlarla kurulan ilişki ve ihtiyaçlarına yönelik çözümlerde farklı olmak durumundadır.
Dolayısıyla kardeş kıskançlığı her ailede görülür. Önemli olan kıskançlığın davranış bozukluğu halini almamasıdır.
Kaynaklar
• Çetin ÖZBEY; 'Çocuk Sorunlarına Yapıcı Çözümler'
• Cavit BİNBAŞIOĞLU; Ailede ve Okulda Eğitim Sorunları
• Adele FABER, Elaine MAZLİSH ; Kardeş Kavgaları Kaçınılmaz mı ?